EMDR, savaş stresi, taciz, doğal afetler, çocukluk döneminde yaşanan üzücü olaylar vb.gibi travmatik yaşam deneyimlerinin neden olduğu duygusal sorunların yanı sıra fobiler, performans kaygısı, panik bozukluk, beden algısının bozukluğu, çocuklarda travma belirtileri, kayıp/yas/ayrılık süreçleri, kronik ağrılar, bağımlılık, vb. başka bir çok sorunun tedavisinde kullanılır. EMDR sonrası kişi kendinde rahatsızlık yaratan olaylara duygusal değil mantıklı olarak bakmaya başlar. Daha önce anıyı hatırladığında terörize olan, aşırı duygusal tepki veren, üzerinde konuşmakta bile zorlanan kişiler; EMDR seansları sonrası bu anılara karşı duyarsızlaşır, nötr hale gelirler. Ayrıca EMDR olumsuz inançları olumluya çevirerek kişinin kendine olan saygı ve sevgisini yani özgüvenini artıran bir tekniktir. EMDR, ayrıca, performans artırmak amacıyla sahne sanatları, sporcular, öğrenciler, yazarlar, yöneticiler, işadamları için de kullanılmaktadır. Çocuklar/gebeler gibi, ilaç kullanılması riskli gruplarda da oldukça avantaj sağlamaktadır. İlaç tedavisini, bahçedeki yabancı otları biçmek olarak düşünürsek, EMDR terapisi bu otların köklerini ortadan kaldırmaktır.
EMDR ile genellikle 6-8 seansta başarılı sonuçlar alınabilmekte ve beyindeki stres kaynağı düşünceler yok olabilmektedir. Ancak, geçmişte çok ciddi fiziksel, cinsel, duygusal incinmeleri olan kişiler tahmin edilebileceği gibi daha fazla seansa ihtiyaç duyabilirler.
EMDR Nasıl İşliyor?
EMDR teorisinin altyapısını oluşturan Adaptif Bilgi İşleme Modeline göre beyin, fizyolojik temelli bir sistemle, her yeni deneyim aracılığı ile kendisine ulaşan bilgiyi işler ve işlevsel hale getirir. Duygu, düşünce, duyum, imge, ses, koku gibi bilgiler işlenip ilişkili anı ağlarına bağlanarak bütünleşir. Böylece o deneyimle ilgili öğrenme gerçekleşir. Edindiğimiz bilgiler gelecekte tepkilerimizi uygun bir şekilde yönlendirmek üzere depolanmış olur.
Bu sistem normal çalıştığında ruh sağlığını ve insan gelişimini öğrenme yoluyla desteklediği için adaptif, uyumlu bir mekanizma olarak kabul edilir.
Travmatik veya çok fazla rahatsız eden olaylar yaşandığında bu sistem bozuluyor gibi gözükmektedir. Yeni bilgi işlenip mevcut anı ağına entegre olmaz. Deneyimi anlamlandırabilmek için anı ağlarındaki işlevsel bilgilerle bağlantı kurulamaz ve akıl sağlığına uygun sonuçlar çıkarılamaz. Sonuç olarak öğrenme gerçekleşmez. Duygular, düşünceler, imgeler, sesler, beden duyumları yaşandığı haliyle depolanır. Bu nedenle bugün yaşanan bazı durumlar bu izole kalmış anıları tetiklerse, kişi o anının bir kısmını ya da bütününü yeniden yaşar gibi etkilenir.
Doğal afetler, büyük kazalar, kayıplar, savaş, taciz, tecavüz gibi önemli travmaların yanı sıra, başta çocukluk çağı olmak üzere her yaşta yaşanan ve etkisi travmatik olan her tür yaşantı; günlük hayatta aile, okul, iş çevresinde yaşanan olumsuz olaylar, şiddete maruz kalmalar, aşağılanmalar, reddedilmeler, ihmal ve başarısızlıklar işlenememiş anılar arasında yer alabilirler.
EMDR, bu tür izole anıların işlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapidir. Beynin zamanında yapamadığı işlemi yapmasını sağlar. Kilitli kalmış anı ile diğer anı ağları arasında ilişki kurulması, öğrenmenin sağlanarak bilginin adaptif bir şekilde depolanması mümkün olur. Danışan artık rahatsız olmaz ve anıyı yeni ve sağlıklı bir perspektiften görür.
EMDR terapisi ile sadece semptomlar ortadan kalkmaz. Yeni bakış açısının kazandırdığı pozitif inançlar ve olumlu duygular kişinin kendisine, ilişkilerine, dünyaya bakışını da olumlu yönde değiştirip kişisel gelişim sağlar.